Gerçekleştirilen toplantılarda velilerin eğitim sistemiyle ilgili üniversite sınavına hazırlık için çocuklardan daha fazla endişeli olduğu görüldü. Duyulan endişelerin başında eğitim sisteminin sürekli değişik isimlerle ( YKS, TYT, AYT, LYS, YGS) değişmesi geliyor. Nitekim öğrenci seçme ve yerleştirme sınava hazırlık uygulamaları hemen hemen her sene değişiyor.
Buna göre öğrenciler de sürekli üniversite sınavına hazırlık değişimine ayak uydurmaya çalışmaktan yorulmuş durumdalar. Zira mevcut okul dersleri üniversite hazırlık sınavı ve liseye giriş sınavı için yetersiz bulunuyor. Günde ortalama 5-6 saatlik ders ile birlikte mutlaka, özel ders, derslerin tekrarı olan etüt saatleri de düşünüldüğünde öğrencilerin günlük ders çalışma süresi 7-8 saate çıkıyor.
Bunun yanı sıra öğrencilerin boş zamanlarını dershaneler, üniversiteye hazırlık kursları, butik dershaneler, lise hazırlık kursları ve özel dersler kaplıyor. Dolayısıyla eğitim sistemi öğrenci için zamansal, veli için ise dershane ücreti olarak parasal maliyet demek. Okul dersleri üniversite sınavına hazırlık için yetersiz. Velilerin Türkiye’deki üniversite sınavına hazırlık sistemini değerlendirirken adaletsizliği vurgulamaları dikkat çekici. Eğer bir ailenin maddi durumu ortalamanın altındaysa öğrencinin dershane ücretinden dolayı universirete hazırlık dershanesine gitmesi ve özel ders alması imkansız. Okuldaki dersler de üniversite sınavına hazırlık sistemi için yetersiz kaldığından, istenilen bir okula yerleşmek hayal oluyor.
Bununla birlikte liseye geçiş sınavına girmeden diploma puanıyla başvuranlar da liseye yerleştirmede istediği yere geçemiyor. Meslek ve Anadolu liselerine yerleşemeyenler İmam Hatip Liseleri’ne yönlendiriliyor. Ancak bu durum her öğrenci tarafından kabul edilen bir uygulama değil. Eğitim sistemindeki bu haksızlığın derhal çözülmesi bekleniyor. Bu noktada velilerin tek umudu yeni Milli Eğitim Bakanı.
Üniversite sınavına hazırlık için öğrencilerin endişeleri
Öğrencilerin kendilerini yeni Milli Eğitim Bakanı’nın yerine koymaları istendi ve neleri değiştirecekleri soruldu. Buna göre çocukların cevapları eğitim sisteminin eksiklerini gösteriyor:
- Üniversite hazırlık sınavı ve liseye geçiş sınavı nı kaldırırdım.
- Dersleri konuşarak, anlatarak işletirdim.
- Ezber mantığını kaldırırdım.
- Ayrımcılığı kaldırırdım.
- Herkesin iyi olduğu alanda çalışmasını sağlardım.
Öte yandan çocukların okullarında sevdikleri şeyler de mevcut: Okul gezileri, spor turnuvaları gibi sosyal aktiviteler ve ödev verilmediği zamanlar. Sosyal aktiviteler yönünden özel okul öğrencileri daha şanslı bulunuyor. Ancak özel okulların, öğrencileri üniversite sınavına ve liseye geçiş sınavına yeteri şekilde hazırlayamadığı düşünülmekte. Bununla birlikte devlet okulu öğrencileri özel okuldakilerle kendilerini karşılaştırdığında sistemin adil olmadığı belirtiyor. Zira bu öğrenciler, özel okul öğrencilerine yetişmek için özel dershaneler giderek ve dershane ücretlerini ödeyerek daha fazla efor sarf ediyor ama alacakları diplomanın onlarınki gibi prestijli olmayacağını düşünüyor.
Üniversite sınavına hazırlık ve liseye geçiş sınavıyla alakasız ders müfredatının hem veliler hem öğrenciler tarafından sınava yönelik olması bekleniyor. Özellikle lise öğrencilerinde bu beklenti yüksek. Bu doğrultuda beden eğitimi, müzik, resim gibi liseye geçiş sınavı nda yer almayan derslerin lise üçten itibaren okul müfredatından da çıkartılması istenmekte. Bu dersler yerine liseye geçiş sınavına hazırlık olarak Matematik, Türkçe, Tarih gibi derslerin daha fazla işlenmesi bekleniyor. Öğrencilere sınav zorunluluğun olmaması halinde hayal ettikleri dersler sorulduğunda tekvando, karate, okçuluk gibi spor dersleri ile drama ve müzik gibi sanatsal dersler dile getiriliyor.